Aile Tutumları, çocuklarda kişilik oluşumu

28Nisan2019
aile tutumları, çocuklarda kişilik oluşumu

Çocuklarımız büyüdüğünde birey mi yoksa kişimi olacağını aile tutumları belirler. Peki, birey ve kişi nedir?

Birey: Toplum ne derse onu kabul görür, sorgulamaz ve gruba bağımlıdır.
Kişi: Etik kişilik özelliklerine sahiptir. Kendi fikirleri vardır, sorgular, toplum doğrularının neden doğru olduğu konusunda araştırmacı özellikler gösterir.

Aile tutumları çocukları neden etkiler, ne derece önemlidir?

Demokratik tutumda ailede herkes eşittir ve herkes eşit söz hakkına sahiptir. Çocuğun sözleri de yetişkinler kadar değerlidir. Bu tutumla yetiştirilen çocuk gelecekteki sosyal yaşantısında özgüvenli, söz sahibi, sorgulayan kişiler olur.

Diğer bir tutum olan aşırı korumacı tutumda hataya yer yoktur. Tabiri caizse çocuğun ayağına taş değmesine bile izin verilmemektedir. Çocuğun başına küçük bir olay dahi geldiğinde çocuk sürekli sorgulanır. Ne? Neden? Nasıl oldu? Kim yaptı? gibi sorulara maruz kaldığı için cevap verme ihtiyacından dolayı yalan söylemeye yönelim gösterebilir. Çocuk sosyal hayatında geri plandadır. Başına gelen olaylar karşısında nasıl tepki vereceğini bilemez. Kendini savunamaz, özgüvensizdir.

Otoriter tutum<da ise aile aşırı kuralcı ve baskıcıdır. Çocuk bu durumda hep ezilen taraftadır. Çocuk bağlı değil bağımlıdır. Büyüdüğünde de sosyal hayatında hep bir şeylere bağımlı kalma ihtiyacı hisseder. Bu bağlılık yalnızca bir insana değil herhangi bir hayvana, cisme de olabilmektedir.

Aşırı hoşgörülü tutumda evin patronu çocuktur. ‘Hayır’ı bilmez anne babadan her istediğini elde eder. İd yani ilkel benliği çok yüksektir. Sosyal ortamda paylaşımcı değildir. Büyüdüğünde narsist kişilik özellikleri sergilemektedir. Tutarsız tutumda ise annenin evet dediğine baba hayır der. Çocuk kişi olarak değil araç olarak görülür. Anne-baba çatışmasından dolayı sosyal yaşantısında sosyal ilişkilerinde başarısızdır.

İlgisiz aile tutumunda çocuk hep geri plandadır. Ailenin önceliği işi ve sosyal hayatıdır. Çocuk sosyal hayatında sönük ve sessizdir.

Şimdi aynayı çevirip kendimize, ailemize bir bakalım. Yavrumuzu birey olarak mı yetiştiriyoruz yoksa kişi olarak mı? Hangi tutumla çocuğumuza yaklaşıyoruz ve gelecekte gözlerimizin önünde nasıl bir sentez salınacak? Ayrıca yoğurduğumuz bu sevimli hamur gerçekten görmeyi hayal ettiğimiz kurabiyelerimiz mi?